Kazak kazanan Kazak


Kazak bir kadın. Yirmili yaşların ortasında. Buraya çalışmaya gelmiş. Sokak çocukları, "bu karıyı satıyoruz" dediler. Gecenin bir vakti... Niye bir kadın satın aldım, hiç bilmiyorum. Ama kadının ayakları kötü durumda. Kış ve ayağında sadece bir sandalet... Ben bu kızı aldım. Ama kızı ne yapacağımı bilmiyorum. Kız benden korkuyor. "Hayır! no sex!" filan diyor sürekli. Aldık eve götürdük. Kızın korkusu yatışmak bilmez. "No sex!"... "Ya bi siktir git" dedim filan, yok... Sonra, uyuşturucudan ölen bir arkadaşım vardı. Dünyasındaki geceleri dolunay tadında neon ışıkları aydınlatsın, Ayda... Ekürim. Ona anlattım. "Kız satın aldım" dedim. Ne yapacağımı bilemediğimi de, ilaveten... Hani, o da ben de biseksüel kadınlarız bir taraftan. Ama kıza biseksüel olduğumuzu çıtlatsak, iyice delirecek. Ülkesi homofobinin ve transfobinin öteki adı olmuş.
Ayda'ya gittiğimde, kız hala "no sex" filan... En son, seks yapmayacağımızı anladı kız, rahatladı ama pasaport çocuklarda. Kızın hayali de buradan Amerika'ya gitmek ve üniversite okumak. Böyle bir hayali var. E, güzel... Benim çok hoşuma gitti bu hayal. Şimdi bu kız, bu hayalini yaşatarak bende nasıl konaklayacak? Çetelerin elinden satın aldığım bir kadını nasıl muhafaza edebliirim? Seks işçiliği yapıyorum, evim sperm kokuyor.
Engelli bir çocuk vardı bende, Gülşen... O bile çok zorluyordu. Kilolu bir kız çocuğuydu. Trans... Benden önce müşteriye görünüyordu ve her müşteri onu istiyordu. Ama zeka engeli var çocuğun hani. Seks nedir bilmiyor. Öpüşmek zannediyor seksi filan...
Neyse, sonra anladık ki, tıfıl çocuklar, kötü pezevenkler. Yoldan geçen dönmeye elindeki sermaye verilir mi? Tıfıl idikleri oradan belli. Biz bu çocukları yiyebileceğimizi anladık, "Sizi yabancılar şubesine veririz" dedik. Bu pezevenkler yabancı şubeden tırsar. Ülkeye yasadışı yollardan girmiş kadın satıyorsun yani. Gayet yüksek bir perdeden, "Ahha, kızın pasaportunu getirdiniz, getirdiniz. getirmezseniz gazeteye veririz", bilmem ne... Çocuklar beş dakika içinde "abla özür dileriz", filan... Bir gece önce camlarını kırdıkları arabaya gelip günah çıkarıyorlar.
Bu sefer kızı tapusuyla aldık. Ne yapacağımızı hala bilmiyoruz. Elde var bir kız...
Sonra kadın, seks işçiliğini anlamaya çalıştı. Aldığımız parayı gördü filan... Çünkü biz bir taraftan da müşteriye girip çıkıyoruz. Ona da yemek söylüyoruz arada...
- "Siz kaça yapıyorsunuz?" dedi.
Ben fiyatı söyledim.
- "Ben de yapabilir miyim? Lütfen" diyor. Çünkü, "Orada bir ay çalış, bir kazak bir maaş. Burada bir seks, bir kazak" diyor. Muhasebeyi böyle yapmış hani, anladın mı? Mesela bir türk kızı fuhuşa başladığında çok sorun yaşar hani. Lanet edilecek mutlaka birisi vardır. Ya kocasının kredi kartı borcundan düşmüştür, Birazcık şanslı olanlar kumar masasında kaybedilmiştir.
Benzer bir hikayesi olan bir çift gelmişti. Kız Çorumlu ama oğlan şehir görmüş. Kızda böyle biraz alevi tadı da var. Oğlan getirdi işte, kızı satmam için bana. Şöyle bir konuşma geçti aramızda:
- "Ya, bu kız bu parayı öder ödemesine de, bu borç kimin borcu?" dedim.
- "Benim" dedi oğlan.
- "Bizim yaptığımız işte, sen bu kızdan daha fazla kazanırsın bi' tanem" dedim. "Bir peruk takalım, traşını filan uyduralım, tamamdır... Hem borç da senin kendi borcun. Kendi götünle kazanman hoş olmaz mı? Helal para"...
Yemin ediyorum çocuk:
- "Abla ne diyon ya! ayıb'olmuyo mu ya!" filan oldu...
- "Yoo. borçlanırken olmuş bir ayıp var zaten. Başka da ayıp yok"...
Kovdum...
- "Abla" diyor, "Şu borcu kapatalım, yaşanmadı bu olay" diyor. Ben tabi hikayeyi bildiğim için...
Aslında kadının gideri olsa belki yoldaşlık da yaparım. Birisine satacak zaten kocası. Ama öyle Çorumlu saf bir kadın...
(Fotoğraf: Onur Etem)

Eylem Günlüğü