Konser kaydı...


- Satmasınlar istiyorsan, o fiyat ol. Telaffuzu kolay olandan değil. Telaffuzun kolay ve satılmaktan incinmişsin. Güzelim benim. Satılamayan, en fazla satan şey ayol. Dolaşımdaki ekonomik büyüklüklerin karşılaştırmalı analizlerine göre söylüyorum. Bu o demek değil mi?
- Sabahları çok yalnız kalırız biz.
- Erkek derken, o bir sürü erkek-likler, ...likler, ...likler böyle... Oradan senin olması için beğendiğin, neden en kötüsü?
- Trans erkeklerin, erkekliği nasıl tevarüs ettikleri, kadınlıkla nasıl vedalaştıklarından daha önemli belki?
- Aslında o vedalaşma asla gerçekleşmiyor. Ortak bir mekana mahkum olanların vedalaşması nasıl bir vedalaşmaysa, öyle. Bu değiştiremeyeceğin şey. İman etsen ki, vedalaştın, bunun erkek olmana da engel oluşturduğunu farkedeceksin. Bu kez üstelik, kadın da olamayacaksın.
Ben rahim ameliyatı oldum. Uzunca bir zaman onu olmayı bekliyordum. Ameliyat süreçlerine hızlıca başlayayım ve bitsin hepsi... Erkek olabileceğime inancım vardı. Yumurtalıklarım alındı şimdi. İçim boş. Tamam mı? Günlerce, sanki bir bedenim var, biyolojik olarak, boşlukta, o boşluğa bedenimi giydirmiş gibi gezdim. Günlerce... Şey gibiydi, sadece organ değildi o. Dişiliğe veda ettim tamam mı? Kadın biyolojisine ait organlara veda ederken aslında kendimle de yüzleştim. Kadınlıkla da yüzleştim.
- Başka deneyimleri bu yüzden öğrenmek istiyorsun, he?
- Evet... Bana ne yapıyorlar biliyor musun? Trans erkek olduğum için tamam mı, şöyle bir şey yapıyorlar. Mesela daha önceki ilişkilerimde, bu arada ben hep heteroseksüel kadınlarla birlikte oldum. Lezbiyen ya da biseksüel kadın deneyimim olmadı benim. Hep heteroseksüel çevreden kadınlarla birlikte oldum. Fakat benden öyle bir şey istiyorlar ki, daha önceki ilişkilerinde, o erkeklerin kurdukları (tamamen) heteroseksüel ilişkinin baskıcı, tahakkümcü taraflarına tahammülde sıkıntı yaşamıyorlar. Bunları onlarda yaşayıp, bana gelip tamam mı, belki ilişkide baskıcı ve tahakkümcü bir duruştan kaçınmam gerektiğini biliyorum elbette. Buna rağmen öyle şeylerim olabiliyor bazen. Ama bu kez, benim erkeksi duruşum, bir büyütecin arkasından görülmeye başlıyor. Beni erkekliğimi sahnelemekle suçlamaya başlıyorlardı. Anlatabiliyor muyum? "Senden bunu beklemezdik!..." Kendi kendime "Acaba kadınlara karşı bir öç duygusuyla mı hareket ediyorum" diye düşünmeye başlıyorum.
- Sen yanağını uzatıyorsun. Ne için? Sevsin diye mi? Tokat yemeye tahammülün yoksa, o fiyat ol. Biraz pahalı gel hani.
- Peçeteye yaz gönder ki, kıçıma sürem aşkım. Ben seni sonra ararım.

- Ben sarhoş olmanın bir terbiye bir disiplin sınavından tam puan almaya çalışmak olduğunu daha yeni öğrendim. Tam tersidir, sanıyordum. Stresim biraz ondan...

Eylem Günlüğü