29 Eylül 2007 Cumartesi

Yangında kurtarılmasa da olur bir yazı...

Pembe Hayat'ın haber sayfalarında yayınlanan ve Kürt hareketiyle LGBT'lerin arasındaki münasebetleri anlamaya dönük düşündüğümüz soruşturmanın ilk röportajının ardından, serinkanlılıkla konuşmamız gereken bir meselemiz var. Serinkanlılığı ihlal sayılabilecek tavır,Gani Met'inki değil, benimkidir. Zaten arkadaşım olmadıklarını düşündüğüm, yani onların çoktan beni arkadaş listesinden çıkardıklarını varsaydığım için, KAOS patentli bütün isimleri listemden temizledim. Pembe Hayat'ta çalıştığı halde arkadaşlığını benden esirgediklerini düşündüklerim de buna dahil. Eski sevgilim de artık, eski arkadaşım durumundadır. Benim listemde kalmaya devam etmek, herhalde insanların hayattaki biricik muradı değil. Oldu bir kere. Bu, kimsenin arkadaş zenginliğinden bir şey eksiltmez. Şimdi serinkanlı olma vakti.
Benim arkadaş listemde yer almıyor olması dolayısıyla, yazdıklarını Ganimet'in hesabından görebildiğim Asya Özgür'e, kocaman bir teşekkürü borç biliyorum. Sayesinde uzayda bir boşluk doldurmakta olduğumuzu keşfettik. Uzayda boşluk doldurmamak, bütün ayrımcılık görenlerin, yok sayılanların şikayetidir. Bu konuda, ibnelerle Kürtler yarış halindedir. Asıl muhatap Ganimet olmakla birlikte, şiddeti biraz fazla kaçmış itirazlarıyla ilgili cevabımı, buradan iletmeyi üstüme vazife sayarım. Çünkü bir yanlış anlaşılma endişesi tarafından taciz ediliyorum.
Güzellik yarışması fikriyle ilgili yaşanmış tartışmalar, tamamlanmamış değildir. Yazıda bu yarışmaya yapılan atıf, tamamlanmamış bir tartışmayı devam ettirme kastı taşımıyor. Kürt kökenli transların, etnik kimliklerini nasıl idrak ettiği hakkında şahsi kanaatlerini belirtirken Ganimet, kanaatinin anlaşılmasını kolaylaştırmak için bu örneği anıyor. Yani Ganimet, "Biz bu organizasyona muhalefet etmekle iyi etmedik. Bakın, çocuklar gayet de zor bir işin altından kalkıyor ve bunun görülmesini istemek haklarıdır" demek isterse, bunun için fırsatı kaçırmış sayılmaz. Şahsen ben, güzellik yarışması organizasyonunun kaydadeğer bir başarı örneği olarak görülebileceğini düşünüyorum. Buradan cımbızlanmış bir örnek, yazının tartışmaya çalıştığı şeyi gözden kaçırıyor.
Bu örnek dolayısıyla ayrımcılık yapıldığı, güzellik yarışması fikrinin savunucularının dışlandığı gibi bir algı oluşmuşsa, bunun tamiri konusu beni de ilgilendirir. Peşinen özür dilerim. Nasıl bir düzeltme yapmak gerektiğini bilmiyorum. Cünkü yapılan bu ayrımcılığın hala farkında değilim. Ama, ayrımcılık konusunda bilhassa hassaslaşmış her bir kulak, "devleşmiş canavar", "Hem çirkin, hem fesat" gibi ifadeleri işitir işitmez tanır, Bu sözler, hangi bağlamda kullanıldıklarından bile bağımsız olarak ayrımcıdır, nefret söylemidir. Benim de bu ifadelerin düzeltilmesini beklemeye hakkım var.
Uzayda yer kapladığımızdan haberdar değildik, dedim. Neden acaba? Çünkü, yukarıda arkadaş listemden eksilttiğimi söylediğim zevat, bu yazının varlığını burasından bile görmedi. Niye ya? Ne yazmışız ki biz? Bilmek istiyorum, neye takıldınız? "İbne" ibaresinin başlıkta kullanılmasından bir rahatsızlık olamaz, çünkü terimin hakaret kastı iletmeyeceğini, ülkenin Cumhurbaşkanı'na karşı mahkemelerde savunuyoruz. O zaman, başlıkta yer alan "Kürt" ibaresiyle ilgili bir sorun olabilir. Mümkündür ki sorun, "ibne", "Kürt" sıfatlarıyla bir tamlama yapıldığında ortaya çıkıyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın beynine kan sıçratan da aynı şey değil miydi? Kürde karşı niye "ibne demek hakaret içermez" diyemiyormuşuz?
Burada uç veren temelli bir tartışma alanı var. Lütfen gözden kaçırmayalım ve bu tartışmayı ertelemeyelim.

Eylem Günlüğü