21 Ocak 2014 Salı

Sezen'imin Kolunu Kanadını Kırdılar

Gözden çıkarılmış bölge, gözden çıkarılmış insanlar... Sanırım bunlar biziz. Kulağa garip geldiğinin farkındayım ama garip bir şekilde çalıştığımız bölgenin polis karakolu da emniyet tarafından gözden çıkarılmış! Siz olsanız, buna şaşırmaz mıydınız? Burası tam da, mülteciler, kaçaklar, kanunsuzlar ve maalesef travestiler olarak hepimizin sürgün yeri herhalde.

Canım çok acıyor hayatıma giren en temiz ve en kadın insan, yeni arkadaşım Sezen'ime saldırdılar. Sezen'in kolu kırık. Tek çaremiz hukuk. Hukuk yollarına başvurmaktan başka çaremiz yok. ki, hukuk bizi ne kadar sever bilirsiniz(!) Kime ne diyeyim? Kime neyi şikayet edeyim? En reel, en ortada olan sorun arkadaşımın kolunun kırılması kirasının ödenmemesi... Sigortasının olmaması nedeniyle, -aslında kendisinin olmaması nediyle- Kabahatler Kanunu'na elli iki bin lira, yani benim dilimle 52 milyar borcunun olması...
Aslında devlet de zararlı sanırsam. Kızın kolu kırılınca devlet kime ceza yazıp kimlerden para kazanıcak acaba? Devletin sosyal sorunu şöyle tarif edileribilir: eskiden orospular pezevenklere erkeklere köle olarak çalıştırılırdı, şimdi ne hazin devletin sermayeleri olduk!

Çok canım acıyor dün karakolda rastladıklarım, en faşistleri, en psikopatlarıydı. Hepsi doğuda gerilla avlayan polisler sanırsam. Yeni işleri bu; şimdi travesti avlıyorlar!

Artık sokak çeteleri bile "biz polisiz" diyerek şiddet uyguluyor. Kolumuzu kırıyorlar. "Polisiz" diyen sokak çetelerinden dayak yiyeceğiz. Çünkü "polise mukavemet"in ne kadar büyük bir suç olduğunu, bir taravesti bireyin nasıl ağzına sıçılacağını biliriz. O yüzden "polisim" diyen herkes, ister polis olsun ister olmasın, bize şiddet uygulayıp kolumuzu kırabilir. Kime ne diyeceğimi, kime ne şikayet edeceğimi, hangi kapıya gidebileceğimi inanın bilmiyorum.

Ama şimdi Sezen kirasını nasıl ödeyecek? Sokakda kalanlar Ankara kışını çok iyi bilir. İçtigin alkolden terlersin önce, perugun donup tenine kaynar. Evine müşteriyle gelirsin, önce kaloriferde kıçını ısıtmalısın ki, müşterinin çükü üşümesin

Aslında tüm gerçek şu: arkadaşımın kolu kırık. Yaşam alanı yok. Hiç bir yaşam alanı yok!... Çok hazindir ki deli mehtap lakabı ile bilinen transseksüel arkadasım arabasına almak istememiş. Hatta diğer arabasına alan arkadaş da pişman olmuş: "Bu; ibneyi arabamıza almayalım demedik mi?" gibi sözler sarfetmiş. Bu ne ya!... Bir iyilik yaptın, lütfen artık zararı düşünme. Arabanızın zaten muhtemelen kaskosu vardır. Onu o ödemiştir. Ödememişse kızın böbreklerini gidin alın satın! Hani hayatını kurtardınız ya...

Herkese çok sinirliyim. Herkesten nefret ediyorum! Bağırıyorum! Burada hak ihlali var. Bu entel ağzın da içine sıçayım. Travesti olduğum için kolumu kırdılar. Hepiniz için herşey ortada. HEPİNİZİN SORUNU BU. ANLAMADIYSANIZ DA ALLAH BELANIZI VERSİN!

Eylem Günlüğü